Şöyle bir barıştırma toplantısı düşünmeye çalışın lütfen. Siz ve ben kavga ediyoruz; ben, bugüne kadar bana sizinle kavga etmem için imkân ve silah sağlayan 90 kadar dostumu alıp bizi barıştırmaları için yapılan bir toplantıya geliyorum; ama siz o toplantıya katılmıyorsunuz. Bırakın katılmayı, çağrılmıyorsunuz bile. Bu barıştırma toplantısının iyi niyetine, verimli olacağına inanabilir misiniz?
İsviçre, dün ve önceki gün, 100’e yakın ülke ve kuruluşun temsilcileriyle, Ukrayna ile Rusya arasındaki “savaş” haline son verilmesini sağlama amacıyla bir toplantı düzenledi. Ancak tplantıya Rusya davet edilmedi. Ev sahibi İsviçre, Rusya’nın da “mutlaka” katılmasını istediklerini ancak “Moskova katılmaya arzulu görünmediği için çağırmadıklarını” açıkladı.
İnsan, bazen inanamıyor çağımızdaki bu uluslararası ilişkiler protokollerine! Günümüzde 18 ve 19. yüzyılın diplomatik nezaket kuralları filan tamamen geçersiz görünüyor. Bu gidişatın hayırlı sonuçlara, örneğin bir küresel barışa ulaşabileceği ihtimali bu satırların yazarına hiç ama hiç var gibi görünmüyor.
İnanılması zor başka bir gerçekse, Rusya’nın başında, eğitimini silahlı kuvvetlerde yapmış, meslek hayatı Sovyet istihbarat örgütleri KGB ve Federal Güvenlik Servisi (FSB) gibi, adı geçince akan suların durduğu kurumlarda geçmiş bir kişinin bulunduğudur. O Rusya ki, ABD’nin ve AB’de hangi ülkenin Ukrayna’yı Rusya’ya karşı savaşa ittiğini, bu “vekalet savaşı” ile gerçekten ne arzu edildiğini, daha Ukrayna bile duymadan duymuştur. Zelenskiy öğrenmeden onun kasasına kaç para, cephaneliğine kaç roket, kaç tank girdiğini öğrenmiştir.
Dünyanın pek çok ülkesinde jeopolitik uzmanları, ABD’nin, Suriye’den bile çekilmeye hazırlandığını, Suudi Arabistan’ın petrol kuyularını korumaktan, NATO ülkelerine okyanuslarda lojistik güvenliği sağlamaktan vaz geçmek üzere olduğunu yazıyor, çiziyor ve söylüyorlarsa, Putin’in bir an önce, Ukrayna’da barışın sağlanması için harekete geçmemesi nasıl açıklanabilir? İsviçre Konferansında daha doğru-dürüst açılış töreni yapılmadan, Zelenskiy, 10 maddelik barış önerisinin 90 ülke ve kurum tarafından onaylanıp desteklendiğini açıkladı. Elbette öyledir; çünkü bu konferans, barışı sağlamak için değil, savaşı genişletmek için düzenlenmiş görünüyor.
Zelenskiy’nin 10 maddelik barış şartları, (radyasyon ve nükleer güvenlik, gıda ve enerji güvenliği, mahkumların ve sürgünlerin serbest bırakılması, Rus birliklerinin, işlenen savaş suçlarının yargıya intikali vs.) arasında sadece 5’inci madde olan, “Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün tesis edilmesi” var ki, Putin konferans öncesi, “iki yıl önce referandumla Rusya’ya katılma kararı almış olan Donbas bölgesinin bırakılmayacağını” tekrarlayarak her türlü uzlaşmanın yolunu tıkamış oldu.
Putin, bu açıklamasını yaparken, “Geri dönüşü olmayan noktaya kabul edilemeyecek kadar yaklaştık. En büyük nükleer silah deposuna sahip olan Rusya’yı yenilgiye uğratma çağrıları, Batılı politikacıların maceraperestliğini ortaya koyuyor,” diye nükleer tehdidini tekrarladı. Sırbistan Cumhurbaşkanı Vucic de “NATO ile Rusya arasında tam kapsamlı bir savaşın başlamasına aylar kaldı” dedi.
Tüm işaretler ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya’nın Avrupa’da büyük bir savaştan çekinmediklerini gösteriyor. İşin kötüsü, Rusya da bundan çekinmiyor. Sergilenen bu duruşların, karşı tarafı caydırmak için sırf tehditten çıkıp, ellerin nükleer bombaların tetiğine uzandığı bir hale dönüşmesi ise Vucic’in dediği gibi bir an meselesidir.
İsviçre konferansı, Putin’e, Ukrayna’daki sınırlı alevlerin Avrupa’ya sıçraması halinde, karşısında sadece dört maceracı ülkeyi değil, büyük, hem de çok büyük bir bloku bulacağını göstermiş olmalı.